Beymen Parolalarını PassGate ile Sıfırlıyor

Bugün Beymen Mağazacılık A.Ş bünyesinde, toplam 35.000 metrekarelik alanda farklı mağazacılık anlayışlarını temsil eden ve hizmet veren toplam 60 mağaza bulunuyor. Başta Beymen Multibrand Stores, Beymen Club, Beymen Blender  ve Beymen Shu mağazaları olmak üzere; Tod’s, Dior, Dolce&Gabbana, Bottega Veneta, Moschino, Christian Louboutin, Jimmy Choo ve Etro gibi monobrand butikler de Beymen operasyonu içinde yer alıyor.

Neden PassGate / Beymen Ortaklığı?

BT departmanlarımıza gelen mesai içi ve özellikle mesai dışındaki parola sıfırlama talepleri, destek departmanlarımız için oldukça büyük bir yük ve zaman kaybı oluyordu. Biz de BT departmanlarımızı rahatlatmak ve çalışanlarımızın parola problemlerinden kurtarmak için bir çözüm arayışına girdik.

Bu noktada yollarımız PassGate ile kesişti.

Passgate yazılımı, destek departmanımızı parola sıfırlama konusunda çok rahatlattı. Özellikle mesai saatleri dışındaki parola sıfırlama isteklerine anında cevap veremiyorlardı. PassGate sayesinde bu problemi çözmüş olduk. Çünkü çalışanlarımız BT departmanlarına ihtiyaç duymadan kendileri parola sıfırlama işlemlerini gerçekleştirebiliyorlar ve bu durumdan oldukça memnunlar.

PEAKUP ile çalışmaya başladığımız ilk andan itibaren sorduğumuz sorulara aldığımız hızlı yanıtlar ve anında problem çözme desteklerinden dolayı gayet verimli bir çalışma ortamımız oldu.

Parola sıfırlama işlemi her ne kadar kullanıcının kendi sorumluluğunda olan bir işlem olarak görünse de çalışan sayısının fazla olduğu şirketlerdeki IT ekibinin çalışma hayatına ek bir iş yükü olarak geliyor ve bu taleplere yetişmekte güçlük çektiğimiz zamanlar oluyordu. PassGate sayesinde bu iş yükü artık tarihe karıştı ve kesinlikle herkese önereceğim bir ürün.

Teşekkürler PEAKUP Ailesi.

Onur Işık – IT Altyapı ve Sistem Yetkilisi

A News – Nova IoT Platformumuzu Anlattık

A News ekibi ile ofisimizde Nova Platformumuz üzerine konuştuk. Dijital ofis ortamınızı Nova ile nasıl gerçekleştirebileceğinize dair görüşlerimizin yer aldığı programın kaydını izleyebilirsiniz.

Üreme Sağlığını Koruma Derneği Sempozyumu

Üreme Sağlığını Koruma Derneği’nin 3 günlük sempozyumunu 49 ülkeden 626 katılımcı, 8 ülkeden 19 konuşmacı ve 7 moderator ile gerçekleştirdik. Yayıncılığını ve prodüksiyonunu üstlendiğimiz kongrede Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek ilk online uluslararası kongremizi tamamladık.

Emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz.

Bloomberg HT “Üst Düzey” Programı / Ahmet Toprakçı

CEO’muz Ahmet Toprakçı 24 Eylül Perşembe günü Arzu Maliki’nin sunduğu Bloomberg TV “Üst Düzey” Programına konuk olarak soruları cevapladı. Teknoloji sektörünün 2020’ye kadar diğer sektör alanlarına göre çok daha hızlı gelişmesin yanında Covid-19 ile beraber çalışma hayatında köklü ve kalıcı değişimlere sebep oldu. Dünya genelinde iş yerleri evlere taşındı ve bu durum özellikle uzaktan çalışma teknolojilerini hızlı bir şekilde büyüttü.

Dünyada en iyi 8 uygulama arasına seçilen Velocity hakkında konuşan Toprakçı; ‘’Velocity adından da anlaşılacağı üzere hızdan yola çıkarak konuldu. Firmalara istenilen anda iletişim ağı, dijital iş yeri platformu imkanı sağlıyor. Şirket içindeki IK duyurusu, çalışanın avans, izin, masraf gibi durumların anlık paylaşımlarla haberdar olmasını sağlayan bir platform. Microsoft’un Velocity uygulamasını değerlendirip bir Türk firmasını seçmesi bizim için bir gurur kaynağı oldu. Bir şirketin başarısı en temelinde çalışanların mutluluğudur çünkü çalışma performanslarını etkiler. Çalışan mutluluğu demek mutlu müşterilerle beraber kazancı ve başarıyı beraberinde getirir. Patron ve çalışan arasındaki köprü pandemiyle beraber şirketler için zor bir hal alırken burada devreye geliştirdiğimiz Velocity uygulamamız ile bir iletişim köprüsü kurmuş olduk. Şu anda bir çok farklı sektörde 100.000 bini geçen bir kullanıcı sayısına sahibiz. Müşterilerimiz istekleri doğrultusunda uygulamayı geliştirerek güncelleme yapıyoruz.’’ diye belirtti.

Devamını aşağıdaki video’dan izleyebilirsiniz.

Mutlu çalışan, şirketini de mutlu ediyor

Pandemi nedeniyle dijital iş yeri kavramının hayatımızın merkezinde yer aldığı günümüzde, kurum içi iletişim süreçleri de dijitale taşındı. Evden çalışanlara kurum kültürü, motivasyon, ekip ve birliktelik gibi önemli duyguları aktarmak artık daha da kritik. Dijital platformların önemi bu kapsamda daha da arttı. Dijital iletişim ve bağlılık uygulamaları başarılı olursa çalışanların hem kendi aralarında hem kurumla olan etkileşimi artırılıyor hem de verimlilik seviyesi yükseliyor. Araştırmalar, bu dönemde dijital platformları etkin ve doğru kullanarak kurum içi iletişime yatırım yapan şirketlerin rakiplerine göre daha başarılı ve mutlu olduğunu gösteriyor.

Koronavirüs pandemisiyle birlikte uzaktan çalışmaya hızlı şekilde adapte olmamız gerekti. Kurumların, çalışanlarının sağlıklarını tehlikeye atmamak ama bir yandan da iş süreçlerini devam ettirmek zorunda kalması dijital platformlara olan ilgiyi artırdı. Yapılan araştırmalar, duygusal zekayı geliştirerek şirket başarısını artırmayı hedefleyen uygulamaları kullanan kurumların diğerlerine göre çalışanlarını çok daha mutlu ettiğini gösteriyor.

Araştırmalar kanıtlıyor

Gallup Group tarafından yapılan araştırmaya göre, işine ve kurumuna bağlılığı yüksek olan çalışanlar, çalışmaya hevesli ve iş ortamlarını seven kişilerden oluşuyor. Yöneticilerin etkisiyle ve yetenek yönetimi ile çalışan bağlılığını artıran şirketlerin kazançları da rakiplerine kıyasla ortalama %147 artış gösteriyor. Benzer şekilde, Aberdeen Group’un yaptığı araştırmada, çalışan bağlılığı yüksek şirketlerin müşteri sadakati oranında %233’lük, yıllık gelir artışı oranındaysa %26’lık bir yükselme olduğu raporlandı. Bu başarının ana nedeni, kurum içi iletişimin başarılı yürütülmesi ve bunun için dijital platformların etkin ve doğru kullanımı.

Etkili iletişim, çalışan bağlılığındaki en temel unsur. Çalışanların %70’inden fazlası şirket hedefleri, değerleri, amaçları ve işleyişinin açıkça aktarıldığı iş ortamlarında şirkete daha da bağlı hale geliyor. Newsweaver araştırmasına katılan iç iletişim uzmanlarının %64’ü, en çok zorlandıkları konunun kurum içerisindeki iletişimi yönetmek olduğunu söylüyor. İletişimi merkezileştirmek ve iç iletişimi sağlamlaştırmak için kurum içi iletişim platformlarını tercih eden şirketler etkili iletişim konusunda daha başarılı oluyor. Araştırma, çalışanların iş yerlerinde sadece para kazanma odağında olmadıklarını aynı zamanda çalıştıkları işten “mutlu” olma eğiliminde olduğunu da gözler önüne seriyor.

 Toprakçı: “Dijitalde de mutlu etmek mümkün”

Teknoloji firması PEAKUP’ın CEO’su Ahmet Toprakçıyeni dönemde iş dünyasında mutluluk kavramının çok daha fazla konuşulacağının altını çizdi. Toprakçı’ya göre pandemiyle mutsuz olan çalışanlar mutluluğu çalıştıkları kurumda aradılar. Toprakçı; “Pandemiyle birlikte dijitalleşme rutin hızından çıkarak her alanda yaygınlaştı ve etkinleşti. Bu alanlardan biri de salgın sebebiyle evinden çalışmak zorunda kalan şirket çalışanlarının işlerine ve kurumlarına olan bağlılıklarını, motivasyonlarını canlı tutmak yani kurum içi iletişim oldu. Bu dönemde İnsan Kaynakları Uzmanları ve Bilişim Teknolojileri profesyonelleri hiç olmadıkları kadar yakın çalıştılar. Ve kurum içi dijital iletişim platformları geliştirildi. Bu alana hızlı ve doğru yatırım yapan şirketlerin verimliliği önemli ölçüde yükselirken, araştırmacılar sebep olarak mutlu çalışan kavramını gösterdi” dedi.

“Mutluluk iş hayatında da bulaşıcıdır”

Bu da gösteriyor ki iş dünyasında gelecek dönemin en önemli konusu “dijital dünyada çalışan mutluluğu” olacak. Çalışanını mutlu etmek için yatırım yapan şirketler karşılığını fazlasıyla alırken, bu şirketlerden hizmet ya da ürün satın alan müşteriler de mutlu olacaklar” dedi.

TRT Radyo “Gün Ötesi” Programı / Ahmet Toprakçı

CEO’muz Ahmet Toprakçı, TRT Radyo ‘’Gündem Ötesi’’ programına konuk oldu. Günümüzde en çok çalışma yürütülen ve geleceğimizi en çok etkileyecek olan yapay zeka hakkında konuştu. İlk adım ön veri ve datayı biriktirmek olduğunu belirten Toprakçı, biriktirilen bu big datanın üzerinde çeşitli algoritmalarla makine öğrenmesi denilen teknolojiyle, verileri referans alıp karar vermek şeklinde tanımladı.

PEAK UP olarak yurt içindeki birçok firma ve yurt dışına ihraç ettiğimiz yazılımlarımız hakkında sözüne devam eden Toprakçı: ‘’Günümüzde Covid 19 ile dijitalle iç içe bir hayat yaşıyoruz. Dijital iş yeri yazılımımız olan Velocity ile gün içerisinde yapılacak olan toplantılarınızı, IK duyurularını, yöneticilerinizle beraber olan görevlerinizi takip edebileceğiniz bir platform sunuyoruz. İstediğiniz yerde günün işleyişi tamamen sizin elinizde oluyor. Bunun yanında bu sistemlere erişilirken parola güvenliği çok önemli bir hale geldi. Dijital kimliğe erişmekle ilgili sorun yaşandığında ya da unutulan bir parola olduğu zaman bilgi işlem uzmanına, IT yöneticileri veya firmamıza ulaşmak şirketler için zaman kaybına sebep olabiliyor. Peakup olarak geliştirdiğimiz donanım olan Passgate ile tek bir SMS ile kişi kendi parolasını saniyeler içinde sıfırlayabiliyor’’

Yapay zekayı sağlık, eğitim, üretim gibi insanlığa yarar sağlayabilecek alanlarda kullanım olursa çok ciddi anlamda avantajlar sağlayacaktır. Bunun yanında siber saldırı noktaları, ülkeler arası savunma sanayi alanında kullanımın hangi amaçla yapıldığına da bağlıdır. Bizler yapay zekay için olumlu da desek olumsuz da artık hayatımızın içerisinde olduğunu görüyoruz.

Günümüzde teknoloji dünyasının öncü isimlerinden biri olan Elon Musk’ın insan beynine yerleştiren çip sayesinde sağlık sektöründe büyük bir değişim sürecine girdik ve bunun gelişme sağlıklı bir dijital dönüşüm olduğunu söyleyebiliriz. Dünyanın konuştuğu insan beynine yerleştirilecek elektronik çiple insanların kontrol edileceği yönündeki haberler yerine uzaktan kalp atışı izlemek, Parkinson gibi hastalıkların tedavisi ya da kritik hastalığı olan kişileri uzaktan kontrol edilebilmesi gibi avantajlar sağlaması umut verici.

Türkiye açısından ele aldığımızda dijitalleşme ve yazılım teknolojileriyle beraber, daha önce bahsettiğimiz alanlara yatırım yapmamız Türkiye’ye fayda sağlayacaktır. Şu anda Türkiye’deki yazılım firmaları Amerika ve Avrupa da hangi teknoloji kullanılıyorsa aynı anda haberdar olup, ürettiği kalitede bir yazılım geliştirebiliyoruz. Dolasıyla potansiyelimiz yüksek, geleceğimiz dijital dönüşüm ve yazılım teknolojilerinde.

Peyman Raporlarını Power BI’da Oluşturuyor

Türk kuruyemiş sektörünün öncüsü olan Peyman, kurulduğu yıldan bugüne kadar yaptığı yatırımlar ve attığı cesaretli adımlar sayesinde, kısa zamanda bölgesel oyuncu kimliğinden, sektörün güçlü ana markalarından birine dönüştü ve İSO 500’e dahil olarak, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında yerini aldı. Peyman Kuruyemiş, sahada 400 civarında satış temsilcisi ile her gün yüzlerce müşteriyi ziyaret ederek ürünlerini tüketici ile buluşturmaya devam etmekte.

PEYMAN’nın PEAKUP ile ortaklığı nasıl oldu?

Sahada 400 civarında satış temsilcimiz ile her gün yüzlerce müşteriyi ziyaret ederek ürünlerimizi tüketici ile buluşturuyoruz. Bu süreçte gerek ekibimizin gerekse ürünlerimizin satış performansını takip etmek ve geçmiş datalar ile kıyaslamasını yapmak ve çeşitli kriterler ile analiz edebilmek büyük önem kazanıyor. Geçmiş dönemde bu ihtiyacı karşılayabilmek adına yapılan çalışmalar, seçilen çözümlerin lisans maliyeti veya kapasite sınırları nedeni ile ihtiyacı karşılayabilme aşamasında yetersiz kalmıştı.
Bilgi işlem ekibi olarak yaptığımız analiz ve araştırmalar sonrasında Power BI basitliği, kolay devreye alınabilmesi ve öğrenimi ile bizim için öne çıkan çözüm oldu.

Power BI’ın yapabilirliklerinin detayı ve bizim için öncelikli raporların Power BI’da hazırlanıp hazırlanmayacağı ve ne kadar sürede devreye alınabileceği ile ilgili danışmanlık ihtiyacımız oldu. PEAKUP ekibi, Power BI’daki bilgi ve deneyimleri ile bizleri doğru şekilde yönlendirdi ve raporlama ihtiyacımız için en doğru çözüm konusunda bizlere destek oldular. Sonrasında PEAKUP’tan aldığımız eğitim ile 15 arkadaşımızı Power BI ile tanıştırdık ve excel ile hazırlayıp, yayınladıkları raporları bu ortam üzerinden daha hızlı ve kolay yayınlayabileceklerini öğretmiş olduk.

Power BI danışmanlığı ile bizim için öncelikli olan raporlarımızı hızlı bir şekilde oluşturduk. Oluşturduğumuz raporları kullanarak birkaç tıklama ile bölge ve ürün detayında satış verilerimize ulaşabilmemiz ve satış ekibimizin istedikleri anda internet üzerinden bu raporlara erişebilmeleri bizim için büyük bir kazanım oldu.

PEAKUP, Power BI konusunda yetkin birçok arkadaşın bir arada olduğu bir ekip. Çalışmalarımız sırasında bize Birhan Hanım danışmanlık yaptı. Birhan hanım, Power BI konusundaki deneyimi ile bizleri hem doğru şekilde yönlendirdi hem de kendi oluşturduğumuz raporların geliştirilmesi aşamasında takıldığımız her konuda bize vermiş olduğu danışmanlık ile en doğru çözümü bulmamıza yardımcı oldu. Power BI eğitimlerimiz sırasında da yapmış olduğu örnek çalışma, alıştırmalar ile eğitimlerin etkili ve verimli geçmesini sağladı. PEAKUP’ı gerek yaklaşımları gerekse konusunda deneyimli ve yetkin ekip arkadaşları nedeni ile herkese şiddetle tavsiye ederim.

İrfan Cin – Satış Sistemleri ve İş Zekası Uzmanı

Start Up Dergisi / KadirCan Toprakçı

İLK PAZAR

Start Up’ların büyümesinde fırsat vaat eden en doğru coğrafyanın hangisi olduğu, girişimin iş modeline, hedef kitlesine ve sunduğu ürün ve hizmete bağlı olarak değişiyor. Fintek ve teknoloji Start Up’ları daha çok İngiltere’de Londra’ya yönelirken Almanya’da Berlin öne çıkıyor. Özellikle Londra’nın dünyanın finans merkezi konumunda olması, İngiltere’yi Start Up’lar için  cazip kılıyor. En hızlı büyüyen 50 teknoloji şirketinin belirlendiği Deloitte Technology 2019  Fast 50 Türkiye Programı’nda 3 yıl üst üste ilk  50 şirket içinde yer alan PEAKUP, kurulduktan 7  yıl sonra ilk yurt dışı açılımını Londra pazarında  ofis açarak gerçekleştirdi. COO Kadir Can  Toprakçı, “Yurt dışına açıldıktan sonra ilk olarak  yerel kaynaklarla satış kanallarını oluşturduk.

Ülkeler Cinsiyet Eşitsizliğinde Hangi Sırada?

Toplumsal cinsiyet eşitliği toplumların gelişip gelişemeyeceğine ve bu gelişimin hangi yönde olacağına karşı yön verir. Toplumsal cinsiyet eşitliği yıllardır süre gelen ve aşılması gereken bir konu. Kadın-erkek eşitliğinin hem sosyal hem de iş hayatında sağlanmaması, kadınların erkeklere göre daha az maaş alması, mobinglere maruz kalması, fırsat eşitliği, eğitim imkanları ve şiddet gibi konular hala karşımıza çıkan çok büyük bir sorun.  Özel hayatlarında olduğu kadar iş hayatlarında da önlerinde bir engel. Daha çocukken oyuncakların cinsiyete göre sınıflandırılması ve iş kollarına cinsiyet atfedilmesi kadınların birçok sektörde çalışabilmesi için önüne bir engel olarak çıkıyor. Aslında aşılması gereken konu da tam buradan başlıyor: Toplumsal cinsiyet rolleri.

Toplumsal Cinsiyet Kavramı Nedir?

Toplumsal cinsiyet, toplum tarafından dayatılan ve beklenilen, erkeklik ve kadınlıkla ilişkilendirilmiş sosyal ve kültürel normları içerir. Bu normlar hem sosyal hem de iş hayatlarının yansıması olan kadına ve erkeğe atfedilen rollerden oluşur.

Toplumsal cinsiyet, kadın ve erkeğin, içinde yaşadığı toplumun gelenek, görenek, din çevresinde belirlenmiş rol ve sorumlulukları kapsar.  Biyolojik, tarihsel ve sosyal süreçler de bu rollerin şekillenmesinde etkili bir konumdadır. Hormonel farklılıklar, çevrenin kadın ve erkeklerin rollerine uygun davranmasını beklemeleri gibi birçok etken vardır. Özellikle rollerin kadın ve erkek üzerinde belirlendiğini geçmişten bugüne çok rahat görebiliriz. Evde otururken televizyon karşısında gördüğünüz reklamlar bunun en güzel örneğidir. Kitle iletişim araçları gerçekliği yansıtsa da aslında görmek istediğimizi bize sunar. Gerçekliğin kurgulanmış halidir.

Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Reklamlar

İzleyicide belli duyguları harekete geçirme ve inandırma eylemi üzerine kuruludur. Bu yüzden de toplumsal normlar çok fazla etkili olur. Bakımlı, güzel kadın imgeleri sürekli yansıtılır. Çünkü ideal kadın öyledir. Ev işi yapar, çocuk bakar, güzel ve bakımlıdır.

Otomobiller güç ve hızla ilişkilendirildiği için reklamların ana karakteri hep erkekler olarak görülür. Kadınlar ise bulaşıklarını pırıl pırıl yapabilmek için inatçı yağlardan kurtulmaya çalışır ve yardımına bir deterjan markası yetişir.

Reklamlarda hep 2 kadın tipi ile karşı karşıya kalırız;

1-Ev işi yapan, doğum günü veya anneler gününde süpürge makinesi hediye edildiği için mutlu olan kadınlar.

2- Toplumdaki güzellik ideasına ulaşmak için makyaj yapan, zayıflamaya çalışan, saçlarıyla baş döndüren kadınlar, kadının güzellik algısı…

Günümüzde özellikle reklamların kitle iletişim araçlarından internet reklamlarına odağın kaymasıyla beraber bu algıların yıkılmaya çalışılması ve kalıplaşmış normların dışına çıkıldığını görmeye başladık ancak bu hala günümüzde de çok yetersiz. Roller değişmeye başlasa da izlediklerimiz hala aynı kalmaya devam ediyor. Sadece reklamlarda değil dizi ve filmlerde de hala belli kalıplara maruz bırakılmaya devam ediyoruz.

 

Dünyada Cinsiyet Eşitliği

Dünya çapında gelir eşitsizliği her yerde görülüyor. Kadınların erkeklere göre daha az maaş alması, iyi bir yönetici olamayacakları ancak iyi bir anne olacakları ifadeleriyle karşılaşılıyor. Kadınlar erkekler ile aynı işi yapıp daha az maaş alırken işe alım süreçlerinde bile annelik kavramı önlerine engel olarak sunuluyor. Evlenmeyi düşünüyor musunuz? Çocuk sahibi olmak istiyor musunuz? Bunlara cevabı evet olan kadınların bir kısmı işe bile alınmıyor. Bu durumun bir diğer versiyonu erkeklerin askerlik yapma konusu ile de ilişkilendirilebilir ancak aynı terazide ölçülemez. Çünkü kadınların önündeki en büyük engellerden biri iş hayatlarında çocuk sahibi olmak. Doğum izni hakkı annelere verilirken babalara verilmemesi ve erkeğin kariyerine devam etmesi sağlanıyor. Çocuk bakmak, ev işleriyle uğraşmak sadece annenin görevi olarak görülürken erkek işe gidip evine ekmek getirmeli algısı hala günümüzde de işlevselliğini koruyor. Kadınların işlerinden eve döndüklerinde bile mesaisinin devam ediyor olmasının yanı sıra mesleklere bile cinsiyet atfediliyor. Kadınlara öğretmenlik, sekreterlik mesleklerini yakıştırırken erkeklere, pilot, doktor, mühendis olmak daha çok yakışıyor.

Geçtiğimiz günlerde cinsiyet eşitliğine dikkat çekmek için Dünya Ekonomik Forumu (WEF), 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporunu yayınladı.

Dünya ülkelerinin cinsiyet eşitliğine göre sıralandığı listenin ilk sıralarında İzlanda, Norveç, Finlandiya ve İsveç bulunurken Türkiye’yi listenin sonlarında görüyoruz. Geçen yıl 149, bu yıl ise 153 ülkenin bulunduğu sıralamada Türkiye 130. sırada bulunuyor.

Cinsiyet eşitliği listesi hazırlanırken, kadınların ekonomiye katılımı, fırsat eşitliği, eğitim imkanları, sağlık ve kadının siyasi güçlendirilmesi gibi kriterlere bakıldı. Raporda, cinsiyet eşitliği endeksinde 1 puan tam eşitlik anlamına geliyor.

Türkiye datasına buradan ulaşabilirsiniz.

Batı Avrupa, ortalama yüzde 76,7 ile cinsiyet eşitliğinin en yüksek olduğu bölge olurken, Türkiye’nin de yer aldığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi, yüzde 60,5 ile cinsiyet eşitliği konusunda en geride.

Dünyadaki kadın ve erkeklerin yarısı, erkeklerin daha iyi siyasetçi ya da lider olacağına inanıyor. Yüzde 40’tan fazla bir kesim ise erkeklerin iş hayatında daha iyi yönetici olduğu ve erkeklerin bir işi kadınlardan daha fazla hak ettiği görüşünü paylaşıyor.

Dünya Ekonomik Forumu, 2006’dan beri cinsiyet ayrımcılığının yüzde 3.6 azaldığını belirtti. Fakat 2018’de sadece yüzde 0.03 ilerleme yaşandığını işaret eden forum, bunun “aşırı derecede az” olduğunu açıkladı.

PEAKUP olarak kadını her konuda desteklediğimiz, ilham ve örnek olması adına başlattığımız Equal Opportunity serimizde alanında başarılı kadın yöneticileri ağırlıyoruz. İş hayatlarında yaşadıkları zorluklar, meslek hayatlarındaki süreçler ve verdikleri öneriler üzerine konuştuğumuz video serilerimizi buradan izleyebilirsiniz.

Yıllardır mücadele içerisinde eşit haklara sahip olmak isteyen kadınlar seslerini duyurmak için hala bir mücadele içerisinde. Yazının sonunu da bu yüzden kadınların oy hakkını nasıl söke söke aldıklarını anlatan güzel bir film ile bitirmek isterim.