Skip to content

Ülkeler Cinsiyet Eşitsizliğinde Hangi Sırada?

Ülkeler Cinsiyet Eşitsizliğinde Hangi Sırada?

Toplumsal cinsiyet eşitliği toplumların gelişip gelişemeyeceğine ve bu gelişimin hangi yönde olacağına karşı yön verir. Toplumsal cinsiyet eşitliği yıllardır süre gelen ve aşılması gereken bir konu. Kadın-erkek eşitliğinin hem sosyal hem de iş hayatında sağlanmaması, kadınların erkeklere göre daha az maaş alması, mobinglere maruz kalması, fırsat eşitliği, eğitim imkanları ve şiddet gibi konular hala karşımıza çıkan çok büyük bir sorun.  Özel hayatlarında olduğu kadar iş hayatlarında da önlerinde bir engel. Daha çocukken oyuncakların cinsiyete göre sınıflandırılması ve iş kollarına cinsiyet atfedilmesi kadınların birçok sektörde çalışabilmesi için önüne bir engel olarak çıkıyor. Aslında aşılması gereken konu da tam buradan başlıyor: Toplumsal cinsiyet rolleri.

Toplumsal Cinsiyet Kavramı Nedir?

Toplumsal cinsiyet, toplum tarafından dayatılan ve beklenilen, erkeklik ve kadınlıkla ilişkilendirilmiş sosyal ve kültürel normları içerir. Bu normlar hem sosyal hem de iş hayatlarının yansıması olan kadına ve erkeğe atfedilen rollerden oluşur.

Toplumsal cinsiyet, kadın ve erkeğin, içinde yaşadığı toplumun gelenek, görenek, din çevresinde belirlenmiş rol ve sorumlulukları kapsar.  Biyolojik, tarihsel ve sosyal süreçler de bu rollerin şekillenmesinde etkili bir konumdadır. Hormonel farklılıklar, çevrenin kadın ve erkeklerin rollerine uygun davranmasını beklemeleri gibi birçok etken vardır. Özellikle rollerin kadın ve erkek üzerinde belirlendiğini geçmişten bugüne çok rahat görebiliriz. Evde otururken televizyon karşısında gördüğünüz reklamlar bunun en güzel örneğidir. Kitle iletişim araçları gerçekliği yansıtsa da aslında görmek istediğimizi bize sunar. Gerçekliğin kurgulanmış halidir.

Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Reklamlar

İzleyicide belli duyguları harekete geçirme ve inandırma eylemi üzerine kuruludur. Bu yüzden de toplumsal normlar çok fazla etkili olur. Bakımlı, güzel kadın imgeleri sürekli yansıtılır. Çünkü ideal kadın öyledir. Ev işi yapar, çocuk bakar, güzel ve bakımlıdır.

Otomobiller güç ve hızla ilişkilendirildiği için reklamların ana karakteri hep erkekler olarak görülür. Kadınlar ise bulaşıklarını pırıl pırıl yapabilmek için inatçı yağlardan kurtulmaya çalışır ve yardımına bir deterjan markası yetişir.

Reklamlarda hep 2 kadın tipi ile karşı karşıya kalırız;

1-Ev işi yapan, doğum günü veya anneler gününde süpürge makinesi hediye edildiği için mutlu olan kadınlar.

2- Toplumdaki güzellik ideasına ulaşmak için makyaj yapan, zayıflamaya çalışan, saçlarıyla baş döndüren kadınlar, kadının güzellik algısı…

Günümüzde özellikle reklamların kitle iletişim araçlarından internet reklamlarına odağın kaymasıyla beraber bu algıların yıkılmaya çalışılması ve kalıplaşmış normların dışına çıkıldığını görmeye başladık ancak bu hala günümüzde de çok yetersiz. Roller değişmeye başlasa da izlediklerimiz hala aynı kalmaya devam ediyor. Sadece reklamlarda değil dizi ve filmlerde de hala belli kalıplara maruz bırakılmaya devam ediyoruz.

 

Dünyada Cinsiyet Eşitliği

Dünya çapında gelir eşitsizliği her yerde görülüyor. Kadınların erkeklere göre daha az maaş alması, iyi bir yönetici olamayacakları ancak iyi bir anne olacakları ifadeleriyle karşılaşılıyor. Kadınlar erkekler ile aynı işi yapıp daha az maaş alırken işe alım süreçlerinde bile annelik kavramı önlerine engel olarak sunuluyor. Evlenmeyi düşünüyor musunuz? Çocuk sahibi olmak istiyor musunuz? Bunlara cevabı evet olan kadınların bir kısmı işe bile alınmıyor. Bu durumun bir diğer versiyonu erkeklerin askerlik yapma konusu ile de ilişkilendirilebilir ancak aynı terazide ölçülemez. Çünkü kadınların önündeki en büyük engellerden biri iş hayatlarında çocuk sahibi olmak. Doğum izni hakkı annelere verilirken babalara verilmemesi ve erkeğin kariyerine devam etmesi sağlanıyor. Çocuk bakmak, ev işleriyle uğraşmak sadece annenin görevi olarak görülürken erkek işe gidip evine ekmek getirmeli algısı hala günümüzde de işlevselliğini koruyor. Kadınların işlerinden eve döndüklerinde bile mesaisinin devam ediyor olmasının yanı sıra mesleklere bile cinsiyet atfediliyor. Kadınlara öğretmenlik, sekreterlik mesleklerini yakıştırırken erkeklere, pilot, doktor, mühendis olmak daha çok yakışıyor.

Geçtiğimiz günlerde cinsiyet eşitliğine dikkat çekmek için Dünya Ekonomik Forumu (WEF), 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporunu yayınladı.

Dünya ülkelerinin cinsiyet eşitliğine göre sıralandığı listenin ilk sıralarında İzlanda, Norveç, Finlandiya ve İsveç bulunurken Türkiye’yi listenin sonlarında görüyoruz. Geçen yıl 149, bu yıl ise 153 ülkenin bulunduğu sıralamada Türkiye 130. sırada bulunuyor.

Cinsiyet eşitliği listesi hazırlanırken, kadınların ekonomiye katılımı, fırsat eşitliği, eğitim imkanları, sağlık ve kadının siyasi güçlendirilmesi gibi kriterlere bakıldı. Raporda, cinsiyet eşitliği endeksinde 1 puan tam eşitlik anlamına geliyor.

Türkiye datasına buradan ulaşabilirsiniz.

Batı Avrupa, ortalama yüzde 76,7 ile cinsiyet eşitliğinin en yüksek olduğu bölge olurken, Türkiye’nin de yer aldığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi, yüzde 60,5 ile cinsiyet eşitliği konusunda en geride.

Dünyadaki kadın ve erkeklerin yarısı, erkeklerin daha iyi siyasetçi ya da lider olacağına inanıyor. Yüzde 40’tan fazla bir kesim ise erkeklerin iş hayatında daha iyi yönetici olduğu ve erkeklerin bir işi kadınlardan daha fazla hak ettiği görüşünü paylaşıyor.

Dünya Ekonomik Forumu, 2006’dan beri cinsiyet ayrımcılığının yüzde 3.6 azaldığını belirtti. Fakat 2018’de sadece yüzde 0.03 ilerleme yaşandığını işaret eden forum, bunun “aşırı derecede az” olduğunu açıkladı.

PEAKUP olarak kadını her konuda desteklediğimiz, ilham ve örnek olması adına başlattığımız Equal Opportunity serimizde alanında başarılı kadın yöneticileri ağırlıyoruz. İş hayatlarında yaşadıkları zorluklar, meslek hayatlarındaki süreçler ve verdikleri öneriler üzerine konuştuğumuz video serilerimizi buradan izleyebilirsiniz.

Yıllardır mücadele içerisinde eşit haklara sahip olmak isteyen kadınlar seslerini duyurmak için hala bir mücadele içerisinde. Yazının sonunu da bu yüzden kadınların oy hakkını nasıl söke söke aldıklarını anlatan güzel bir film ile bitirmek isterim.