Skip to content

Grey Rhino’larla Mücadele: İşletme Dayanıklılığı Nasıl Sağlanır?

Grey Rhino’larla Mücadele: İşletme Dayanıklılığı Nasıl Sağlanır?

“Grey Rhino” finansal yazar ve risk yönetimi uzmanı Michele Wucker taralan bir terimdir ve yaklaşan ve gözle görünür tehlikeleri tanımlamak için kullanılır. Bir “gri gergedan” tıpkı bir gri fil gibi büyük ve belirgin bir tehdit olarak tanımlanır, ancak insanlar genellikle bu tehdidi görmemekte veya görmezden gelmektedirler. Gri gergedanlar, genellikle yaklaşan ve büyük bir etki yaratabilecek olaylar veya sorunlar için kullanılır.

Gri gergedanlar, genellikle aşikar ve önceden tahmin edilebilir olan sorunları tanımlamak için kullanılır. Örneğin; Ekonomik krizler, çevresel tehditler, sosyal hareketler ve protestolar, teknolojik değişikler vb.

Gri gergedanlar, çoğu zaman insanların bu büyük ve yaklaşan tehditlere karşı duyarsız veya hazırlıksız olduğu durumları işaret eder. Bu nedenle, bu tür tehditlere karşı daha proaktif bir yaklaşım benimsemek ve riskleri yönetmek için önlemler almak önemlidir.

İş dünyası her geçen gün daha karmaşık ve belirsiz hale gelmekte. Beklenen ve öngörülebilir risklerin yanı sıra, “Grey Rhino” olarak adlandırılan büyük etkili ancak genellikle görmezden gelinen tehlikeler de her an köşede bekliyor. Grey Rhino’lar, küresel ekonomiyi, şirketleri ve toplumları etkileyebilecek büyük çaplı sorunlardır. Peki, şirketler bu devasa tehlikelerle nasıl başa çıkabilir?

Atılması gereken ilk adım şüphesiz ki Risk Yönetiminin Güçlendirilmesidir.

Grey Rhino’lar, genellikle tahmin edilebilir risklerdir, ancak ihmal edilirler. Bu nedenle, risk yönetimini güçlendirmek kritik önem taşımaktadır. Şirketler, potansiyel Grey Rhino’ları tanımlamalı, bu risklere karşı olası etkileri değerlendirmeli ve bu tehditlere karşı bir dizi önleyici ve müdahaleci strateji geliştirilmelidir.

Riskleri belirledikten sonra buna karşı Kriz Planları Oluşturmak atılması gereken ikinci adımdır. Kriz yönetimi planları oluşturarak ve kriz anlarında nasıl hareket edileceğine dair senaryolar test edilmeli, acil eylem planları ve iletişim stratejileri hazırlanmalıdır.

Risklerin belirlenmesi, kriz anına yönelik plan oluşturulmasının akabinde ‘Duyarlılık ve Farkındalık Geliştirilmesi’ olası tehlikeleri erken teşhis edebilmek için sürekli olarak çevrelerine ve sektörel gelişmelere duyarlı olmayı sağlar ve bu farkındalık, potansiyel Grey Rhino’ların daha hızlı tanınmasına yardımcı olur.

Bunların yanı sıra işbirliği oldukça önemlidir zira bahsedilen tehlike tek bir şirket değil, birçok organizasyonu ve hatta ülkeyi etkileyebilmektedir. Bu nedenle sektörler arası işbirliği, kriz anlarında daha güçlü ve etkili bir tepki sağlar.

Birçok Grey Rhino, çevresel faktörlerle ilişkilendirilebilir. Şirketler, çevresel sürdürülebilirlik önlemlerini benimseyerek ve çevresel risklere karşı duyarlılık geliştirerek bu tür tehlikelere karşı daha iyi hazırlıklı olurlar.

Sonuç olarak, Grey Rhino’lar kaçınılmazdır ve şirketlerin bu büyük tehditlere karşı hazır olması gereklidir. Risk yönetimi, kriz planları, işbirliği, değişime açıklık ve analitik yetenekler bu mücadelede önemli araçlardır. Şirketler, bu stratejileri benimseyerek, Grey Rhino’larla başa çıkmak için daha iyi hazırlıklı olabilirler ve sürdürülebilirliklerini güvence altına alabilirler.

DEMET CEYLAN DEMİRCAN
Legal and Compliance Advisor