Yazımızın ilk bölümünde Azure ve Amazon EC2 Virtual Machines yapısının genel hatlarına ve dağıtım modellerinin detaylarını inceledik. Bu yazıda ise öncelikli olarak Datacenter yapısına göz gezdirelim.
- Azure’da bir bölge tek Datacenter anlamına gelmektedir.(Örnek: West Europe). Bunun anlamı tüm verilerin ve hizmetlerin aynı tesiste yer aldığı anlamına gelmektedir.
- “Availability Zone” (AZ) ile birlikte Amazon aynı bölgedeki hizmetlerin “geo-distribution” özelliği için izin verir.
- “Availability Zone” (AZ) hizmetlere ve veriye aynı bölgenin parçası olabilmesi için izin verir. Fakat aynı fiziksel tesiste geçerli değildir. Azure’da bunu yapmanın tek yöntemi farklı iki Region kullanmaktan geçer.
- Birden fazla Region kullanmak Amazon ( AWS) içerisinde önerilir. Bu yöntem gayet olağan bir durumdur. Burada önemli fark ise AWS Datacenterlar arası network trafiğini Internet üzerinden gitmektedir. Azure’un bölgeler arasındaki ağ trafiği ise Microsoft backbone yapısını kullanmaktadır.Yukarıdaki tabloda Datacenter sayılarını bulabilirsiniz.
Amazon ve Azure kendi yapılarında GovCloud ( Kamu ) isimli bir program başlattırırlar. Yukarıdaki Amazon ( AWS) ve Azure için GovCloud programında desteklenen hizmetleri bulabilirsiniz. ABD devlet kurumlarının ve iş ortaklarının görev açısından kritik iş yüklerini buluta dönüştürmelerini sağlayan, güvenebileceğiniz bir kamu-topluluk bulutudur. Fiziksel ve mantıksal ağdan yalıtılmış bir Azure ve Amazon örneği olan ve özel izinli ABD personeli tarafından çalıştırılan Azure ve Amazon GovCloud, ABD devlet kurumlarının ve iş ortaklarının ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak tasarlanmıştır. GovCloud Azure Resource Manager, Premium Depolama ve sadece A-Serisi VM’ler desteği vermez . Microsoft’un, 2016 yılında GovCloud için çok ciddi planlarının olduğunu söylemekte fayda var.
Tablo içerisinde bulunan tüm Azure kaynakları Resource Manager Dağıtım modeline ait olmaktadır, Amazon Web Services – EC2 karşılıklarını görebilirsiniz. Bu noktada temel amaç sizlere yardımcı olmaktır. Bunlardan bazıları kendi içerisinde işlevsellik açısından farklılık gösterebilir. Örneğin : Availability Sets ( Azure ) kavramı ile Amazon’da ise Availability Zones birbirlerinden çok farklılıkları vardır.
Virtual Machine kaynakları olarak Networking planlaması büyük önem taşır. Yukarıdaki tablo içerisinde Amazon ve Amazon (EC2) sanal sunucuları için kullanılan kaynakların karşılaştırma tablosunu bulabilirsiniz. Açıklamamız gereken bir kaç nokta var. Bunların başında Amazon içerisinde Load Balancer olarak kullanılan kaynak olan “Elastic Load Balancer” Azure tarafında “Load Balancer ve Application Gateway” kaynaklarına denk gelmektedir. Azure tarafında farklı olarak adlandırılan bu kaynakların yaptığı işi Amazon ise “Elastic Load Balancer” ile yapabiliyor. Bununla beraber, yine Azure DNS hizmeti yakın zamanda hayatımıza girmiş bulunmakta fakat henüz “Preview” olarak kullanılmaya devam etmektedir. Amazon da ise “Route 53” bir süredir kullanılan bir hizmet olduğunu söylemekte fayda var.
Microsoft Azure’un ve Amazon’un yaklaşımları Depolama açısından oldukça benzer fakat bazı diğer alanlarda da farklı olduğunu söylemekte fayda var. Bunların başında hemen “S3” Storage hizmetini inceleyelim. Amazon S3 Storage; güvenilir ölçeklenebilir, obje tabanlı depolama hizmeti sunan AWS servisidir. Kullandığınız miktar kadar ödersiniz. S3 üzerinde tutulan verileriniz, AWS içinde Availability Zones olarak adlandırılan merkezlere replicate edilerek hata toleransı azalır. Tabloda görüldüğü gibi S3 Storage, Azure Standart Storage hizmetine denk gelmektedir. Azure Storage ve S3 REST API yaklaşımı bakımından aynı modeldir.
Microsoft son dönemde Hybrid Storage adı altında firmaların kullandığı StorSimple hizmeti, Amazon tarafında karşılık buluyor. Amazon Storage Gateway hizmeti ile StorSimple arasında farklar var. StorSimple kullanmak isteyen firmaların kendi Datacenter içerisinde fiziksel bir storage barındırmaları anlamına gelmektedir. Amazon Storage Gateway ise bu durumu tamamen bir Virtual Appliance devrederek daha fazla esneklik sağladığını söyleyebiliriz.
Amazon tarafında karşılık bulamayan bir hizmet var. Azure Site Recovery ile beraber firmaların hizmet vermekte olduğunu sanal sunucuları veya fiziksel ayrımı olmaksızın çoğaltılmasını ve herhangi bir felaket senaryosunda uygulamalarınızın kurtarılmasını sağlamaktadır. Site Recovery şu sıralar oldukça popüler olmasının diğer bir sebebi ise firmalar herhangi bir “Olağan Üstü Kurtarma Merkezi” maliyetine katlamadan çok kısa sürelerde mevcut altyapıları için Felaket Kurtarma çözümünü uygulayabilmekteler.
Amazon Glacier ise veri arşivleme ve online yedekleme için oldukça düşük maliyetli ve güvenli depolama hizmetini sunan bir hizmet olarak karşımıza çıkmaktadır. Müşteriler çok ufak ücretler ile çok nadir eriştikleri dataları bu hizmet içerisinde saklayabilirler. Azure tarafında ise bu hizmete karşılık gelen kısmın “Cool Storage” olduğunu söyleyelim.