CAMPAIGNTR: “Beyin göçünü engellemek için şirketler neler yapmalı”

PEAKUP olarak, yazılım ve teknoloji alanındaki çalışmalarımızla dikkatleri çekmeye devam ediyoruz. Campigntr’nin yayınladığı haberde,  sektördeki liderliğimiz ve başarılarımız vurgulanmıştır.

Haberde CEO’muz Ahmet Toprakçı, Türkiye’deki yazılım ekosisteminin gelişmesi için iş dünyasının ihtiyaçlarına yönelik pratik odaklı eğitim programlarının artırılması, gerçek dünya senaryolarına dayalı örnekler ve staj imkanlarının teşvik edilmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye’nin yazılım ekosistemindeki rolünü ve yazılımcı ekosisteminin gelişmesi için atılması gereken adımları anlatıyor.

PEAKUP’ın kuruluş hikayesi ve başarıları da bu haberde detaylı bir şekilde ele alınıyor. 2012 yılında İstanbul’da kurulan şirketimiz, bugün Türkiye’nin ilk Bulut Teknolojileri odaklı bilişim şirketi olarak öne çıkıyor. İstanbul merkezli olan şirketimiz, aynı zamanda Londra ve Dubai’deki ofislerimizle uluslararası arenada da faaliyet gösteriyor.

Daha fazla bilgi edinmek isterseniz buraya tıklayarak haberi tamamen okuyabilirsiniz.

PEAKUP BİR KEZ DAHA EN İYİ ŞİRKETLER ARASINDA!

Türkiye merkezli yazılım ve teknoloji şirketimiz, Teknoloji ve Bilişim sektörünün prestijli ödülü Great Place to Work® Türkiye 2023 Sektör Listeleri’nde yer aldı. Bu büyük başarı, şirketimizin çalışanlarına sunduğu mükemmel iş yeri deneyiminin bir yansımasıdır.

Great Place to Work® tarafından yayımlanan rapora göre, PEAKUP çalışanlarının %85’i organizasyonlarını harika bir iş yeri olarak nitelendiriyorlar. Bu, standart organizasyonlara göre %28 daha yüksek bir memnuniyet oranıdır. Ayrıca, PEAKUP çalışanlarının %85’i başarı ve özel çabalarının yöneticileri tarafından takdir edildiğini ifade ediyorlar; bu oran standart şirketlerde %44’te kalmaktadır.

Great Place to Work® ödülü, PEAKUP’ın sektördeki liderliğini ve çalışanlarına verdiği değeri bir kez daha teyit ediyor. Şirketimiz, gelecekte de daha büyük başarılar ve yüksek standartlar için kararlı bir şekilde ilerlemeye devam edecektir.

EKONOMİM: “Yeni dönem başlangıcı”

🚀 PEAKUP Teknoloji ve Yazılım Alanında Üstün Başarılara İmza Atmaya Devam Ediyor!

Merhaba PEAKUP ailesi,

Sizlere heyecan verici bir gelişmeyi paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. PEAKUP olarak, teknoloji ve yazılım alanındaki taahhüdümüzü ve üstün performansımızı gurur içinde sürdürüyoruz.

Son zamanlarda, önde gelen bir haber kaynağı olan Ekonomim tarafından yayınlanan bir yazıda, şirketimizin teknoloji ve yazılım dünyasındaki etkisi vurgulanmıştır. Bu yazıda inovasyon, müşteri memnuniyeti ve değer odaklı yaklaşımımız övgüyle anlatılmaktadır.

Yazıda ayrıca, şirketimizin sadece Türkiye’de değil, aynı zamanda uluslararası arenada da büyümeye devam ettiği belirtilmektedir. Bunu başarmamızda en büyük etken ise sizlersiniz! Müşterilerimiz ve iş ortaklarımız olmadan bu başarı mümkün olmazdı. Sizlere teşekkür etmek istiyoruz.

Bu heyecan verici gelişmeleri doğrudan öğrenmek ve daha fazla ayrıntıya ulaşmak için Ekonomim web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Grey Rhino’larla Mücadele: İşletme Dayanıklılığı Nasıl Sağlanır?

“Grey Rhino” finansal yazar ve risk yönetimi uzmanı Michele Wucker taralan bir terimdir ve yaklaşan ve gözle görünür tehlikeleri tanımlamak için kullanılır. Bir “gri gergedan” tıpkı bir gri fil gibi büyük ve belirgin bir tehdit olarak tanımlanır, ancak insanlar genellikle bu tehdidi görmemekte veya görmezden gelmektedirler. Gri gergedanlar, genellikle yaklaşan ve büyük bir etki yaratabilecek olaylar veya sorunlar için kullanılır.

Gri gergedanlar, genellikle aşikar ve önceden tahmin edilebilir olan sorunları tanımlamak için kullanılır. Örneğin; Ekonomik krizler, çevresel tehditler, sosyal hareketler ve protestolar, teknolojik değişikler vb.

Gri gergedanlar, çoğu zaman insanların bu büyük ve yaklaşan tehditlere karşı duyarsız veya hazırlıksız olduğu durumları işaret eder. Bu nedenle, bu tür tehditlere karşı daha proaktif bir yaklaşım benimsemek ve riskleri yönetmek için önlemler almak önemlidir.

İş dünyası her geçen gün daha karmaşık ve belirsiz hale gelmekte. Beklenen ve öngörülebilir risklerin yanı sıra, “Grey Rhino” olarak adlandırılan büyük etkili ancak genellikle görmezden gelinen tehlikeler de her an köşede bekliyor. Grey Rhino’lar, küresel ekonomiyi, şirketleri ve toplumları etkileyebilecek büyük çaplı sorunlardır. Peki, şirketler bu devasa tehlikelerle nasıl başa çıkabilir?

Atılması gereken ilk adım şüphesiz ki Risk Yönetiminin Güçlendirilmesidir.

Grey Rhino’lar, genellikle tahmin edilebilir risklerdir, ancak ihmal edilirler. Bu nedenle, risk yönetimini güçlendirmek kritik önem taşımaktadır. Şirketler, potansiyel Grey Rhino’ları tanımlamalı, bu risklere karşı olası etkileri değerlendirmeli ve bu tehditlere karşı bir dizi önleyici ve müdahaleci strateji geliştirilmelidir.

Riskleri belirledikten sonra buna karşı Kriz Planları Oluşturmak atılması gereken ikinci adımdır. Kriz yönetimi planları oluşturarak ve kriz anlarında nasıl hareket edileceğine dair senaryolar test edilmeli, acil eylem planları ve iletişim stratejileri hazırlanmalıdır.

Risklerin belirlenmesi, kriz anına yönelik plan oluşturulmasının akabinde ‘Duyarlılık ve Farkındalık Geliştirilmesi’ olası tehlikeleri erken teşhis edebilmek için sürekli olarak çevrelerine ve sektörel gelişmelere duyarlı olmayı sağlar ve bu farkındalık, potansiyel Grey Rhino’ların daha hızlı tanınmasına yardımcı olur.

Bunların yanı sıra işbirliği oldukça önemlidir zira bahsedilen tehlike tek bir şirket değil, birçok organizasyonu ve hatta ülkeyi etkileyebilmektedir. Bu nedenle sektörler arası işbirliği, kriz anlarında daha güçlü ve etkili bir tepki sağlar.

Birçok Grey Rhino, çevresel faktörlerle ilişkilendirilebilir. Şirketler, çevresel sürdürülebilirlik önlemlerini benimseyerek ve çevresel risklere karşı duyarlılık geliştirerek bu tür tehlikelere karşı daha iyi hazırlıklı olurlar.

Sonuç olarak, Grey Rhino’lar kaçınılmazdır ve şirketlerin bu büyük tehditlere karşı hazır olması gereklidir. Risk yönetimi, kriz planları, işbirliği, değişime açıklık ve analitik yetenekler bu mücadelede önemli araçlardır. Şirketler, bu stratejileri benimseyerek, Grey Rhino’larla başa çıkmak için daha iyi hazırlıklı olabilirler ve sürdürülebilirliklerini güvence altına alabilirler.

DEMET CEYLAN DEMİRCAN
Legal and Compliance Advisor

IT Network: “SIGNandGO’dan E-posta İmzalarında Yeni Bir Pazarlama Alanı!”

🚀 Teknoloji dünyasının önde gelen isimlerinden biri olarak, iş dünyasının vazgeçilmez bir parçası haline gelen kurumsal e-posta imzalarını baştan aşağı yeniliyoruz. Kurumsal dünyada e-postaların olmazsa olmazı olan bu imzalar, artık sadece iletişim aracı olmanın ötesinde bir pazarlama fırsatına da dönüşüyor.

Kurumsal e-posta imza yönetim uygulamamız olan SIGNandGO, şirketlere aynı anda birçok avantaj sunuyor. Hem marka bilinirliğini artırmak hem de pazarlama faaliyetlerini desteklemek için benzersiz bir fırsat sunuyor. İşte SIGNandGO’nun getirdiği yenilikler:

📣 E-posta İmzalarınızı Pazarlama Aracına Dönüştürün: SIGNandGO ile tasarlanmış bir imza banner’ı, her bir e-postanızı daha profesyonel hale getirir ve marka bilinirliğinizi arttırır. Aynı zamanda kampanya, bildiri, reklam gibi içeriklerin paylaşılmasına imkân sağlayarak pazarlama faaliyetlerinize güç katar.

🎯 Hedef Kitlenize Özgü Mesajlar: SIGNandGO ile, hedef kitlenize uygun mesajlar iletebilirsiniz. Kampanyalarınızı, bildirilerinizi veya özel gün kutlamalarınızı e-posta imzalarınıza eklenen görsel, gif ve yönlendirme linkleriyle paylaşabilirsiniz.

📈 Zamanlanmış İmzalar: SIGNandGO, otomatik zamanlanmış e-posta imzaları oluşturmanıza olanak tanır. Yıl dönümleri veya kampanya dönemleri gibi özelleştirilmiş günler için tasarımlar planlayabilirsiniz.

SIGNandGO’nun 100 bine yakın kullanıcısı bulunuyor ve işletmelere e-posta imzalarını yönetme konusunda büyük kolaylık sağlıyor. SIGNandGO sayesinde e-posta imzalarınız, her zaman marka kimliğinizi yansıtırken, farklı departmanlara ve gruplara göre özelleştirilebilir oluyor.

PEAKUP CEO’su Ahmet Toprakçı, SIGNandGO’nun, işletmelerin e-posta imzalarını güçlü bir markalama aracına dönüştürdüğünü ve şirketlere birçok avantajı aynı anda yaşattığını belirtiyor. SIGNandGO, MacOS, iOS ve Android dahil olmak üzere tüm cihazlardan gönderilen e-postalara eklenen imzaları merkezi olarak yönetebilme yeteneği ile öne çıkıyor.

E-posta imzalarınızı etkili bir pazarlama aracına dönüştürmek ve marka bilinirliğinizi artırmak için haberin tamamına göz atabilirsiniz.

Sesinizin gücüyle harekete geçin

Artık hepimiz eskiye göre çok daha meşgulüz. Bir yandan ailemiz, işimiz, arkadaşlarımız ve bir yandan da hayatın önümüze çıkarttıklarıyla aynı anda uğraşıyoruz. Office’teki yeni geliştirmeler Azure Bilişsel Hizmetler Yapay Zeka platformundan yararlanarak sesinizin gücünden faydalanmanızı sağlıyor. Böylece elinizden gelenin en iyisini yapmak için daha az zaman ve enerji harcarsınız. En önemli işlere kolaylıkla odaklanabilirsiniz.

 

Web için Word’de Metne Dönüştür özelliğini kullanarak zamandan tasarruf edin ve kusursuz içerikler oluşturun

İster röportaj yapan bir muhabir, ister grup oturumlarını kaydeden bir araştırmacı ya da resmi olmayan tartışmaları kaydeden bir çevrimiçi girişimci olun, not alma endişesi duymadan ve konuşmalarınızı sonradan yazıya dökmek için saatler harcamak zorunda kalmadan konuştuğunuz kişilere odaklanabilmek istersiniz. Eğer bunu okurken “gerçekten öyle” diye içinizden geçirdiyseniz, o zaman Word’de Yazıya Dökme özelliği işlerinizi kolaylaştırmaya hazır.

Artık konuşmalarınızı doğrudan web için Word’de kaydedebilir ve otomatik olarak yazıya dökebilirsiniz. Transkript farklı konuşmacıları algılar, böylece kaydı bitirdikten sonra transkriptin akışını kolayca takip edebilirsiniz. Konuşmanızdan sonra, dakika bilgisini görebildiğiniz sesi oynatarak kaydın bazı bölümlerini tekrar gözden geçirebilirsiniz. Hatta yanlış bir şey görürseniz transkripti düzenleyebilirsiniz.

Transkriptiniz, kayıtla birlikte Word belgesinin yanında görünecektir. Böylece transkriptinizden yararlanarak hem size uygun ve hem de etkili içerikler oluşturabilirsiniz.  Diyelim ki konuşmanızın ana noktasını desteklemek için bir röportajdan mükemmel bir alıntı yapmak istiyorsunuz. Bunun için transkriptin herhangi bir satırındaki artı simgesine tıklamanız yeterli olacaktır. Peki transkriptin tümünü iş arkadaşınıza göndermek mi istiyorsunuz? “Tümünü belgeye ekle” seçeneğine tıkladığınızda transkriptinizin tamamı Word’de düzenlenecektir.

 

Birçok insan gibi siz de işinizi halletmek için çeşitli araçlar kullanıyor olabilirsiniz. İşte bu nedenle Transkript, Word dışında kaydettiğiniz ses veya videoları yüklemenize de olanak tanır. Kaydınız ister telefonunuzdan ister birçok arama ve video konferans uygulamasından olsun, yüklemek ve yazıya dökmek için sadece dosyayı seçmeniz yeterli olacaktır. Metne Dönüştürme özelliği .mp3, .wav, .m4a veya .mp4 dosyalarını destekler.

Metne Dönüştür özelliği, o anda konuşulan konuya odaklanmanızı sağlar. Sizin için konuşmayı yazıya dökerek sizin için büyük önem taşıyan zamanınızdan ve enerjinizden tasarruf etmenizi sağlar. Belgenizdeki mesaja odaklanabilmeniz ve farklı pencereler veya uygulamalarla uğraşmak zorunda kalmamanız için Word’e entegre edilmiştir.

An animated image showing the functionality of dictation in Word.

Sesli komutlarla dikte özelliğini kullanarak klavyeye bağlı kalmayın

Dikte

sahneye çıktığından beri, milyonlarca insan boş sayfaları fethetmek için seslerinin gücünden yararlanmaya başladı. İster yemek almak için arabada beklemek zorunda kalmış olun, ister kısa bir yürüyüşte olun, isterseniz de yazmayı zorlaştıran geçici veya kalıcı bir engeliniz olsun, ya da hareket halindeyken daha iyi düşünüyor olun, her şeyi hallederken gün boyunca bir şeyler arasında geçiş yapmak için esneklik sunan özelliklere ihtiyacınız var. Klavyeden uzaklaşabilmeniz için Diktey’e sesli komutlar ekleniyor. Masaüstünde ve mobilde (veya cihazlar arasında geçiş yaparken), metninizi eklemek, biçimlendirmek, düzenlemek ve organize etmek için sesli komutlarla dikte özelliğini kullanarak akışta kalabilir ve mesajınıza odaklanabilirsiniz.

“Listeyi başlat” veya “son cümleyi kalınlaştır” gibi ifadeler kullanarak metninizi düzenlemek için durmadan fikirlerinizin akmasını sağlayın. Sesli komutlar çeşitli sembolleri anlıyor, böylece “ve işareti” ve “yüzde işareti” gibi şeyler ekleyebiliyorsunuz ve bir robot gibi konuşmanız gerekmiyor! Fikirlerinizi kolayca yakalayabilmeniz için komutları insanların doğal konuşma biçimine göre oluşturduk. Yani “üç nokta” kelimesini hatırlayamadığınızda “nokta nokta nokta” gibi şeyler söylemek de işe yarıyor.

İş ve yaşam arasında sürekli mekik dokuduğunuz için, makaleniz üzerinde çalışırken beklediğiniz o telefon çağrısını alabilirsiniz. Panik içinde klavyeye koşmanıza gerek yok.Sadece “dikteyi duraklat” deyin ve aramayı yanıtlayın.Belgede başkalarıyla mı çalışıyorsunuz? Sesinizi kullanarak da işbirliği yapabilirsiniz: “Yorum ekle [içeriğinizi buraya söyleyin]” deyin ve mesajınızı tek seferde, hiç vakit kaybetmeden verin. Dikte, resmi olmayan yazılarda da yardımcı olabilir. Zaten biliyorsunuz ki bazen cümlelerimizin de biraz kişiliğe ihtiyacı olabiliyor! Artık mesajınıza ekstra bir dokunuş katmak için “gülen yüz” veya “kalp emojisi” gibi şeyler söyleyebilirsiniz. Tüm sesli komutların bir listesi için bu makaleye göz atabilirsiniz.

Umarız bu ses özellikleri size zaman kazandırır ve ihtiyaç duyduğunuz o esnekliği sağlar!

PEAKUP, Bilişim 500 Listesinde Yükselişini Sürdürüyor!

2022 Bilişim 500 listesi açıklandı. Türkiye merkezli yazılım ve hizmet üreticisi PEAKUP, Bilişim 500 listesinin farklı kategorilerinde yükselmeye devam ediyor.

Son yayımlanan 2022 Bilişim 500 listesinde, önemli başarılarının bir sonucu olarak Türkiye’nin en prestijli bilişim listesinde “Bulut Hizmet Üreticisi” olarak 9. sırada yer aldı.

PEAKUP, Satış gelirlerine göre listede 30 basamak yükseldi. Türkiye merkezli üreticiler arasında 99. sıradayken yazılım üreticileri arasında 51. ve hizmet üreticileri arasında ise 73. sırada yer alıyor.

PEAKUP CEO’su Ahmet Toprakçı, başarının arkasındaki güçlü ekibin ve müşteri odaklı yaklaşımın olduğunu belirtti. Şirketin bulut hizmetleri ve yazılım üretimi alanında sağladığı çözümlerle müşterilerine değer katmayı hedeflediğini ve bu doğrultuda ilerlediğini söyledi. Aynı zamanda, Türkiye’nin bilişim sektöründeki önde gelen oyuncularından biri olarak, PEAKUP’ın sürdürülebilir büyüme stratejilerine vurgu yaptı.

Bilişim 500 Listesi, Türkiye’nin en büyük bilişim şirketlerini belirlemek ve sektörün genel performansını analiz etmek amacıyla her yıl yayımlanıyor. PEAKUP’ın 2022 yılında kaydettiği büyüme, bilişim sektöründeki ilerlemesini net bir şekilde gösterirken, gelecekteki projeler ve genişlemeler konusundaki beklentiler de yükseliyor.

PEAKUP hakkında daha fazla bilgi için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

CIO Update: “Türkiye’de yazılımcı ekosistemi neden gelişmiyor?”

PEAKUP olarak Türkiye’nin yazılım ve teknoloji sektöründeki öncü rolümüz hakkında heyecan verici bir haberi daha sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyoruz! Kendisiyle yapılan röportajda CEO’muz Ahmet Toprakçı, Türkiye’deki yazılımcı ekosistemini güçlendirmek için iş dünyasının ihtiyaçlarına odaklanmanın gerekliliğine dikkat çekti. Ahmet Toprakçı, sektör ve üniversiteler arasındaki iş birliğinin önemini vurgulayarak, geleceğin nitelikli yazılımcıları için pratik deneyimlerin teşvik edilmesi gerektiğinin de altını çizdi.

2012 yılında İstanbul’da kurulan PEAKUP, Türkiye’nin ilk Bulut Teknolojileri odaklı bilişim şirketi olarak yola çıktı. Ve bizler bugün, bilişim altyapısından yazılım geliştirmeye kadar geniş bir yelpazede uçtan uca çözüm ve ürünler sunan bir markaya dönüştük. Londra ve Dubai ofislerimizle, uluslararası arenada da adımızı duyuruyoruz.

Türkiye’nin yazılım sektöründeki geleceği için atılan her adımda, PEAKUP olarak yanınızdayız.

Türkiye’de yazılımcı ekosistemi neden gelişmiyor?

PEAKUP CEO’su Ahmet Toprakçı: “Türkiye’deki yazılımcı ekosisteminin gelişmesi için iş dünyasının ihtiyaçlarına yönelik pratik odaklı eğitim programlarının artırılması ve gerçek dünya senaryolarına dayalı örnekler ve staj imkanları gibi pratik deneyimleri teşvik etmek, sektör ile üniversiteler arasında daha sıkı iş birliklerinin kurulması gerekiyor.” Türkiye’nin ilk Bulut Teknolojileri odaklı bilişim şirketi PEAKUP’ın CEO’su Ahmet Toprakçı ile Türkiye’nin yazılım ekosistemindeki rolünü ve yazılımcı ekosisteminin gelişmesi için atılması gereken adımları konuştuk…

PEAKUP markasından ve kuruluş hikayenizden biraz bahseder misiniz?

Türkiye’nin ilk bulut teknolojileri odaklı bilişim şirketi olan PEAKUP, 2012 yılında İstanbul’da kuruldu. O günlerde bulut alanında çalışacak kişi bulmak oldukça güçtü. Bulut da giderek önem kazanacak ve şirketlerin ihtiyacı olacak bir noktaya gelecekti. Özellikle de B2B alanında büyük bir ihtiyacın oluşacağını öngörmüştük. Dolayısıyla sektördeki bu açığı kapatmak ve kendi yol haritasıyla ilerlemek amacıyla PEAKUP kuruldu. Bugün merkezimiz İstanbul’da bulunuyor. Bunun dışında yurt dışında da yer alıyoruz. Londra ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde Dubai’de ofislerimiz bulunuyor. Toplamda 100 uzman personelimiz ile bilişim altyapı hizmetlerinden yazılım geliştirme faaliyetlerine kadar uçtan uca çözüm ve ürünler sunuyoruz.

Günümüz yazılım sektörü hakkındaki düşünceleriniz neler? Globale kıyasla Türkiye yazılım ekosisteminin neresinde?

Yazılım sektörü, günümüzde dünya genelinde hızla büyüyen ve gelişen bir sektör haline geldi. Gelişen teknolojiler, dijital dönüşüm ve artan dijital ihtiyaçlar, yazılımın hayati önem taşıdığı bir çağın başlamasına neden oldu. Mobil uygulamalardan yapay zekaya, bulut bilişimden büyük veri analitiğine kadar birçok alanda yazılım çözümleri giderek önem kazanıyor. Günümüzde, yazılım şirketleri dünya genelinde rekabet edebilirliklerini artırmak, verimliliklerini ve müşteri deneyimini iyileştirmek için sürekli olarak yenilikçi çözümler geliştiriyor ve yeni pazarlara giriyorlar. Bir ülkenin ekonomik büyümesini destekleyen, inovasyonu teşvik eden ve rekabet gücünü artıran yazılım sektörünün Türkiye’de hala bazı zorluklarla karşı karşıya olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkiye’de yazılımcı ekosistemi maalesef istenen düzeyde bir gelişme gösteremiyor. Ancak bir yandan da ülkemizin geleceğinin parlak olması için katma değeri yüksek hizmet ihracatını yani teknoloji ihracatını artırmalıyız. Bunu da kendi teknoloji markalarımızla yapabiliriz. Bu da gelişmiş bir yazılım ekosistemi ile mümkün.

Türkiye’de yazılımcı ekosisteminin gelişmesi nasıl sağlanabilir?

Yazılım sektörünün gelişmesi için nitelikli yazılımcıların yetiştirilmesi hayati öneme sahip ancak Türkiye’deki eğitim sistemi, yazılım ve programlama becerilerini geliştirmek için yeterli altyapıyı sağlamakta zorlanıyor. İş dünyasının ihtiyaçlarına yönelik pratik odaklı eğitim programlarının artırılması ve gerçek dünya senaryolarına dayalı örnekler ve staj imkanları gibi pratik deneyimleri teşvik etmek, sektör ile üniversiteler arasında daha sıkı iş birliklerinin kurulması gerekiyor. Eğitim sisteminin güncellenmesi, nitelikli eğitimcilerin yetiştirilmesi ve iş dünyasının beklentileri ile istihdam olanaklarının iyileştirilmesi gibi çözümlerle bu sorunların üstesinden gelinebileceğini düşünüyorum. İş dünyası ihtiyaçları ile yazılım eğitiminin uyumlu hale getirilmesi, rekabetçi bir ortamın oluşturulması ve altyapı/kaynak erişiminin iyileştirilmesi gibi konular üzerinde çalışılması büyük önem taşıyor. Özellikle uzaktan çalışmanın norm haline geldiği bu günlerde usta çırak etkileşimini yaratmak zorlu bir süreç. Yine de ortak çalışma araçları ve planlanmış oturumlarla yazılımcılar arasındaki tecrübe aktarımını sağlamak gerekli.

PEAKUP olarak Türkiye’deki yazılım ekosistemini gelişmesi için ne tür faaliyetlerde bulunuyorsunuz?

Türkiye’deki yazılım ekosisteminin gelişmesi için ilk olarak yetkin yazılımcı istihdamına odaklandık. Üniversitelerden mezun olduktan sonra, iyi bir şirkette staj yapmanın ve çalışma olanağı bulmanın ne kadar güç olduğunu hepimiz biliriz. Buna binaen, gençlere kariyer basamaklarında ilk fırsatı biz tanımak istedik. Bu amaçla İstanbul Teknik Üniversitesi ile iş birliği içinde bir proje hayata geçirdik. Üniversite yönetiminin tahsis ettiği bilgisayar laboratuvarı ile birlikte 2012 yılında son sınıfta okuyan öğrencileri yetiştirmek ve ‘Bizimle çalışır mısınız?’ deme fırsatı yakalamış olduk. Bu kapsamda birçok başvuru aldık ve aralarından eleme yaparak 20 öğrenci ile 600 saati aşan bir eğitim programı yürüttük. Bugün, o çalışmalara katılan arkadaşlarımızdan bazıları PEAKUP bünyesinde önemli görevlerde yer alırken bazıları ise dünya teknoloji devlerinin ürün yöneticisi pozisyonlarında bulunuyor. Günümüzde, PEAKUP olarak müşterilerimizin ihtiyacı olan IT ekiplerinin oluşturulması görevini üstleniyoruz. Bu nedenle, sürekli olarak bir IT uzmanı istihdamımız söz konusu olduğunu söyleyebilirim. İlaç, otomotiv, perakende, sanayi alanlarında faaliyet gösteren çeşitli müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, IT personelinin sözlü ve teknik mülakatının yapılması, işe alınması, gibi konularda İŞKUR onaylı “Özel İstihdam Bürosu” statüsünde faaliyet gösteriyoruz.

PEAKUP çalışanları sadece sizin bünyenizde mi bulunuyor yoksa başka şirketlerde de istihdam ediliyor mu?

PEAKUP’taki istihdam ihtiyacına göre çalışanlarımızı belirliyoruz. Bunun dışında biz iş gücü konusunda da birçok şirketin partnerliğini yapıyoruz. Türkiye’nin önde gelen birçok holdinginde ve dünyanın önde gelen otomotiv, ilaç devlerinde çalışanlarımız mevcut. Bu şirketler ve kuruluşlardaki birçok IT çalışanı da PEAKUP tarafından seçilen ve gerekirse teknik eğitimleri verilen uzmanlardan oluşuyor. Önümüzdeki döneme ilişkin hedefleriniz neler? Belirlediğiniz hedef pazarlarınızdan bahsedebilir misiniz? PEAKUP olarak, yakın zaman önce Türkiye ve İngiltere’den sonra, yeni ofisimizi Dubai’de açarak globalleşme yolunda önemli bir adım attık. Dubai ofisimiz ile Katar, Suudi Arabistan dahil olmak üzere Orta Doğu ve Afrika bölgesinde etkinliğimizi artırmayı hedefliyoruz. Sahip olduğumuz globalleşme vizyonuyla, daha çok teknoloji firmasının ülkemizin hizmet ihracatına katkıda bulunmasını amaçlıyoruz. Dubai ofisimizle birlikte, ürün ve servislerimizi bölgeye taşıyarak sürdürülebilir teknoloji çözümlerimizin global ölçekte yaygınlaşmasını sağlayacağız. Yeni ofisimizin konumundan faydalanarak Orta Doğu ve Afrika pazarında eksik olan yetkinliklerin bir tamamlayıcısı olmak istiyoruz. Bunların dışında, ABD ve Asya pazarına açılmak da planlarımız arasında bulunuyor. Globalleşme hedeflerimiz arasında, ihracatımızı artırmak, toplam gelirimizin büyük kısmını yurt dışı pazarlardan getirmek bulunuyor. Hem ürünlerimiz hem de hizmetlerimizle global bir marka haline gelmek istiyoruz.

CIO Update

TEKNOTORİTE: “Uluslararası Markalar, PEAKUP’ı Tercih Ediyor”

PEAKUP olarak heyecan verici bir gelişmeyi sizinle paylaşmak istiyoruz! Türkiye’nin önde gelen yazılım ve teknoloji şirketlerinden biri olarak, küresel alanda yeni iş birlikleriyle güçlenmeye devam ediyoruz.

Teknoloji ihracatı konusunda önemli bir rol üstleniyoruz ve global pazardaki varlığımızı artırmak amacıyla önemli adımlar atıyoruz. Türkiye ve İngiltere’deki şubelerimizin yanı sıra, Dubai’de de yeni bir ofis açarak globalleşme yolunda önemli bir aşamaya ulaştık. Şimdi ise hedefimiz Orta Doğu ve Afrika bölgesinde, özellikle Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde etkinliğimizi artırmak.

CEO’muz Ahmet Toprakçı, yaptığı açıklamada globalleşme stratejimiz doğrultusunda ABD ve Asya pazarlarına açılmayı da hedeflediğimizi vurguladı. Ürünlerimizi ve hizmetlerimizi dünya genelinde daha geniş kitlelere ulaştırmak, global bir marka olmak en büyük hedeflerimiz arasında yer alıyor.

Bilişim 500 listesinde yer alan PEAKUP, PassGate, Velocity, SIGNandGO ve NOA gibi inovatif çözümlerle müşterilerimizin yoğun ilgisini çekmeyi başarıyor. Ürünlerimiz sayesinde işletmelerin çeşitli ihtiyaçlarına karşılık vererek onların günlük operasyonlarını kolaylaştırıyoruz.

Şu anda İstanbul, Londra ve Dubai’deki şubelerimizde 100’ün üzerinde uzman personelimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Dinamik ve güçlü ekibimizle sürdürülebilir inovasyon kültürümüzü koruyor, Ar-Ge çalışmalarımızla yüksek teknoloji ürünlerini geliştirerek Türkiye’yi geleceğe taşımayı hedefliyoruz.

Bu gelişmelerle birlikte PEAKUP olarak, dünya çapında marka değerimizi artırarak Türkiye’yi teknoloji alanında temsil etmeye devam edeceğiz. Daha fazla bilgi almak ve haberin tamamını okumak için Teknotorite sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Gruplandırma Mail İmza Yönetiminde Neden Önemli?

Günümüzün yüksek tempolu dijital dünyasında e-posta, işletmeler ve kuruluşlar için vazgeçilmez bir iletişim aracı olmaya devam etmekte. Günlük e-posta trafiği artmaya devam ettikçe, verimli ve standartlaştırılmış iletişim ihtiyacı da hayati önem kazanıyor. E-posta iletişiminin sıklıkla göz ardı edilen bir yönü de e-posta imzasıdır. Bir e-posta imzası sadece bir imzadan daha fazlasıdır; markanızın kimliğini ve profesyonelliğini temsil eder. Son teknoloji ürünü bir e-posta imza yönetim platformu olan SIGNandGO, grup kavramını ortaya koyarak e-posta imzalarını bir üst seviyeye taşıyor. Bu yazımızda, SIGNandGO’da kuruluşunuzun e-posta imzaları için gruplar oluşturmanın ekibinize ve genel iletişim verimliliğine nasıl fayda sağlayabileceğini inceleyeceğiz. 

  

Kolaylaştırılmış Marka Tutarlılığı: 

Marka tanıtımında tutarlılık, güçlü bir kurumsal kimlik oluşturmanın temel unsurudur. SIGNandGO’nun gruplandırma özelliği ile kuruluşunuz, tüm ekip üyelerinin logolar, iletişim bilgileri ve sosyal medya bağlantıları dahil olmak üzere sürekli olarak aynı e-posta imza düzenini kullanmasını sağlar. E-posta imzalarınızda tekdüzeliği koruyarak, kuruluşunuzun güvenilirliğini ve profesyonelliğini artırabilecek uyumlu bir marka imajı sunarsınız. 

 

Zamandan ve Efordan Tasarruf Edin: 

Her çalışan için e-posta imzalarını manuel olarak güncellemek, özellikle çok sayıda çalışanı olan büyük kuruluşlar için sıkıcı ve zaman alıcı olabilir. SIGNandGO’nun grup işlevi, farklı ekiplere veya departmanlara kolayca atanabilen önceden tanımlanmış e-posta imza şablonları oluşturmanıza olanak tanır. Böylece çalışanlarınızın imzalarını kişiselleştirmesi konusunda endişelenmelerine gerek kalmayacağı için zaman kazanmış olurlar. Herhangi bir güncelleme veya değişiklik grup ayarları içinde merkezi olarak yapılabilir ve otomatik olarak tüm ekip üyelerinin imzalarına yansıtılır. 

  

Uyumluluk ve Yasal Gereklilikler: 

Bazı sektörlerde, kuruluşlar e-posta yoluyla iletişim kurarken belirli yasal gerekliliklere uymalıdır. SIGNandGO’nun grupları, sektör düzenlemelerine veya yasal zorunluluklara uygun standart e-posta imzalarını uygulamanıza olanak tanır. Bu özellik, kuruluşunuzun iletişiminin her zaman gerekli kriterleri karşılamasını sağlayarak uyumsuzluk riskini ve olası yasal sorunları azaltır. 

  

Farklı Ekipler için Özel İmzalar: 

Kuruluşunuzdaki farklı ekiplerin benzersiz rolleri ve sorumlulukları olabilir. Pazarlama departmanı sosyal medya bağlantılarını vurgulamak isteyebilirken, müşteri desteği doğrudan iletişim bilgileri sağlamaya odaklanabilir. SIGNandGO’nun gruplarıyla, her ekip için e-posta imzalarını özelleştirebilir, özel ihtiyaçlarını karşılayabilir ve müşteriler ve ortaklarla iletişimde etkinliğini artırabilirsiniz. 

 

Optimizasyon için A/B Testi: 

SIGNandGO’nun grup işlevi, e-posta imzalarınızı denemenize ve optimize etmenize de olanak tanır. Tek bir grup için birden fazla imza şablonu oluşturarak, yanıt oranları, tıklamalar veya diğer metrikler açısından hangi tasarımın en iyi performansı gösterdiğini belirlemek için A/B testi yapabilirsiniz. Bu veri odaklı yaklaşım, iletişim çalışmalarınızda mümkün olan en iyi sonuçları elde etmek için e-posta imzalarınızı iyileştirmenize yardımcı olur. 

  

Grupları kuruluşunuzun SIGNandGO’daki e-posta imzalarına dahil etmek, yalnızca estetik çekiciliğin ötesine geçen çok sayıda fayda sağlar. Marka tutarlılığının sağlanması ve zamandan tasarruf edilmesinden uyumluluk ve performans optimizasyonuna kadar, bu özellik ekibinizin iletişim verimliliğini artırır. İşbirliğinin gücünü benimseyin ve SIGNandGO’da e-posta imzalarınız için gruplar oluşturarak kuruluşunuzun e-posta iletişimini kolaylaştırın. Markanızı yükseltin, ekiplerinizi güçlendirin ve dijital çağda güvenle iletişim kurun.